BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN ÖNEMİ
Yeryüzünde yaşayan birbirinden farklı tüm canlılar biyolojik çeşitliliği oluşturur. Biyolojik
çeşitlilik genetik, tür ve ekosistem çeşitliliği olmak üzere üç düzeye sahiptir. Genetik
çeşitlilik, bir türdeki bireylerin farklılığını; tür çeşitliliği, belli bir alandaki farklı türlerin sayısını
ifade eder. Ekosistem çeşitliliği ise canlıların cansızlarla olan etkileşimlerindeki farklılıkları
gösterir.
Ülkemiz sahip olduğu zengin biyolojik çeşitliliği ve endemik türleri ile dünya üzerinde
önemli bir konuma sahiptir. Nüfusu gittikçe artan dünyamızda ülkelerin en büyük zenginliği
biyolojik çeşitliliktir. İnsanların başta gıda olmak üzere temel ihtiyaçlarını karşılamasında
vazgeçilmez bir yeri olan canlı kaynaklar, biyolojik çeşitlilik içinde saklıdır. Biyolojik
çeşitlilik bir ülkenin ekonomisi üzerinde de önemli bir yere sahiptir. Örneğin reçete ile satılan
ilaçların % 25ʼi bitkilerden elde edilen maddeleri içermekte, bitki türlerinin üçte biri
besin kaynaklarımızı oluşturmakta, birçok bitki türü (pamuk,keten vb.) sanayi hammaddesi
olarak kullanılmakta, milli parklar ve doğal koruma alanları gibi yerler turizm geliri
sağlamanın yanında ülkenin tanıtımında önemli bir rol üstlenmektedir.
TÜRKİYEʼDEKİ BİYOLOJİK ZENGİNLİĞİN SEBEPLERİ
Türkiye sahip olduğu zengin biyolojik çeşitliliği ile ılıman iklim kuşağının önemli ülkeleri
arasında yer alır. İklim farklılıkları, jeolojik geçmişi, deniz, göl, akarsu gibi çeşitli ortamların
varlığı, yükselti farklılıkları Türkiyeʼdeki biyolojik çeşitliliğin nedenlerindendir.
Türkiyeʼnin biyolojik çeşitlilik açısından zengin olmasının bir başka nedeni ise coğrafik özellikleridir. Güneyde ve kuzeyde kıyıya paralel uzanan sıra dağlar ve bu sıra dağların canlı grupları arasında engeller oluşturması bu bölgelerde çeşitliliğin artmasına yol
açmıştır. Ayrıca doğal göller, geniş ova ve vadiler, ırmaklar, su ve kara canlıları için uygun
ortam oluşturur. Bununla birlikte coğrafi konum, yükselti farklılıkları ve denizler, bölgeler
arasında iklim açısından farklılıklar oluşmasına neden olur. Ülkemizin bu şekilde zengin
bir yapıya sahip olması birçok canlının kendine özgü yaşam alanı bulmasını sağlar.
Türkiye bitki türleri (flora) ve hayvan türleri (fauna) bakımından oldukça zengin olup,
çok sayıda endemik türe de sahiptir. Yeryüzünün sınırlı bölgesinde örneğin bir ekolojik ortamda
ya da bir bir ülkenin siyasi sınırları içinde yayılış gösteren türlere endemik türler
denir. Anadoluʼda bulunan yaklaşık 9000 bitki türünün 1/3ʼü Türkiyeʼye özgü türlerdir.
Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerimiz endemik bitki ve
hayvan türleri bakımından oldukça zengindir.
Ülkemizdeki endemik ağaç türlerinin en
önemlilerinden bir kaçı; Kaz Dağı göknarı, Eğridirʼin güneyindeki kasnak meşesi, Köyceğiz-Dalaman arasında yaygın olan sığla ağacı, Beşparmak dağlarındaki kral eğreltisi,
Datça ve Teke yarımadalarındaki Datça hurması ile Kastamonu, Yozgat ve İspir çevresindeki
İspir meşesiʼdir. Ayırca İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerimizdeki steplerde yetişen
türlerin bazıları tarım, endüstri ve sağlık alanları için değerlidir. Bu alanlar özellikle
bazı endemik türler bakımından gen merkezidir. Gen merkezi, türlerin ortaya çıktığı ve ilk
yayılmaya başladığı yerdir. Türkiyeʼde kültüre alınmış bitkiler için beş ayrı bölgede gen
merkezi belirlenmiştir.
Ülkemiz bitki çeşitliliği kadar hayvan türleri açısından da oldukça zengindir. Ülkemizde
yaşayan omurgasız hayvan türü sayısı yaklaşık 30.000 omurgalı hayvan türü sayısı
ise 1500ʼe yakındır. Bu hayvan türleri arasındaki endemik türler çeşitli bölgelerimizde
yayılış göstermektedir. Van kedisi, Ankara kedisi, Ankara keçisi, Sivas kangalı, Akdeniz
foku, Toros kurbağası, Dağ horozu, Büyük toy, İnci kefali, Kapodokya kertenkelesi Türkiyeʼdeki
endemik hayvan türlerinden bazılarıdır.
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN KORUNMASI
Biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik yapılan çalışmalar aşağıda verilmiştir:
➢ Bitki ve hayvan türlerinin yaşamını tehlikeye sokan avlanma, tarla açma, düzensiz yapılaşma, kontrolsüz ağaç kesimi, bitkilerin doğal ortamlarından bilinçsizce toplanılarak yurt dışına çıkışı ve yabancı tohum ithali gibi durumlar yasal
ve teknik önlemler alınarak kontrol edilmelidir.
➢ Biyolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımı konusunda başta çiftçiler olmak
üzere toplumun her kesimi bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir.
➢ Çayır, mera ve yaylaların aşırı ve düzensiz otlatılması önlenmelidir.
➢ Türlerin korunmasında sivil toplum kuruluşları tarafından yapılacak çalışmalara
yazılı ve görsel medyada yer verilmeli, nesli tehlikede olan türlerle ilgili posterler,
kartpostallar, pullar, tişörtler ve takvimler hazırlanıp dağıtılmalıdır.
➢ İlköğretim döneminden başlayarak öğrencilere biyolojik çeşitlilik ve biyolojik kaynakların
sürdürülebilir kullanımı konusunda eğitim verilmelidir.
➢ Biyolojik çeşitliliğin yapay ve doğal koruma teknikleri kullanılarak korunmasına
yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
➢ Ülkemizde farklı bölgelerde milli parklar, tabiat koruma alanları, özel çevre koruma
bölgeleri gibi doğal koruma alanları ile hayvanat bahçeleri, gen bankaları
ve botanik bahçeleri gibi yapay koruma alanları oluşturulmalıdır.
- Blogger Comment
- Facebook Comment
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder